8. GÜN – 22 MART (Bezirgan-Gökçeören)
Sabah gün doğumuyla uyandım. Rüzgar kesilmiş, bu sefer de yağmur başlamış. İnce ince yağıyor. Yağmur daha da artabilir korkusuyla hemen fırladım ve toplanmaya başladım. Aslında köyün 08.30 da açılan bakkalını bekleyip pil ve yiyecek bir şeyler alacaktım ama vazgeçtim. Bu arada toplarken çadır polümün ipi koptu. Keyfim kaçtı. Gerçi onarabilirim ama, dün geceden uykusuzum, yağmur … Okumaya devam et
9. GÜN – 23 MART (Gökçeören-Kaş)
Sabah 06.00’da uyandım. Kahvaltı 07.30’da. 08.00’da da yola çıkacağız. Tuvalete gittim. Sırt çantamı topladım. Yola çıkmaya hazır hale geldim. 07.00’da Hüseyin uyandırmak için kapıyı çaldı. Dün akşam yemek yediğimiz yerdeymiş kahvaltı. Kalktım oraya geçtim. Hüseyin de yer sofrasını kurmuş, kahvaltılıkları getiriyor. ‘’Hüseyin benim borcum nedir?’’ diye sordum. ‘’Sen 50 TL. ver yeter’’ dedi. Pazarlıkla 40 TL. … Okumaya devam et
10. GÜN – 24 MART (Kaş’ta istirahat)
Bugün de Kaş’ta kalacağım ve kendime tam bir gün dinlenme fırsatı vereceğim. Sabah 05.30‘da uyandım. Küçük şekerlemelerle 06.30’a kadar yattım. Sonra kalktım bir banyo yaptım, giyindim ve kendimi Kaş sokaklarına attım. Güneşli, rüzgarsız, harika bir sabah. Kaş daha yeni uyanıyor. Limanda mendirek üzerinde bir yürüyüş yaptım, döndüm sahilde güzel bir çay bahçesine oturdum. Yavaş yavaş, … Okumaya devam et
13. GÜN – 27 MART (Aparlei-Kapaklı)
Sabah 06.00’da uyandım. Herkes uykuda daha. Önünde bir kuyruk oluşmadan, öncelikle tuvaletteki işlerimi hallettim. Yavaş yavaş çadırımı toplamaya başladım. Güneş yüzünü göstermeye başladı. Harika bir gün olacak sabahtan belli. 07.20 gibi her türlü hazırlığım tamam. Rıza kalkmış kahvaltı hazırlıyor. Kamera pillerini şarja vermiştim. Onları istedim, gitti getirdi. Bu arada Almanlar da uyandı, toparlanmaya başladılar. Çardağa … Okumaya devam et
14. GÜN – 28 MART (Kapaklı – Finike)
Geceyarısı 01.30 gibi, dışarından gelen seslere uyandım. Çadırın çok yakınlarında, ayak seslerinden oldukça iri oldukları belli olan bir takım hayvanlar dolaşıyor. Öncelikle aklıma, doğaya bırakılmış, inek ve öküzler olabileceği geldi. Çadırın üstüne basabilecekleri korkusuyla fırladım. El yordamıyla kafa fenerini buldum ve yaktım. Fenerin yanmasıyla birlikte, dışarıda ki hayvanlar, yerleri titreterek hızla kaçıştılar. Çadırın dışına çıktım, … Okumaya devam et
16. GÜN – 30 MART (Mavikent – Gelidonya Feneri)
Sabah daha gün doğmadan uyandım. Uykumu iyice almışım. Hemen yataktan fırladım, hazırlanmaya başladım. Bugün, Likya Yolu’nda görmeyi en çok istediğim yere, Gelidonya Feneri’ne gideceğim. O yüzden heyecanlıyım. Tüm hazırlıklarımı tamamladım ama, Kumluca minibüsleri sefere başlamadı daha. Yaklaşık yarım saatim var. Televizyonu açtım, yatağa uzandım, bir haber kanalında sabah haberlerini izledim. 07.30 da pansiyondan fırladım. Minibüsler … Okumaya devam et
18. GÜN – 01 NİSAN (Adrasan – Olimpos)
Sabah 07.00’da uyandırdılar. Hemen hazırlandım. Bugün son yürüyüş günüm. Akşam Olimpos’tan eve dönüş var. Bu güzel günlerin bitmesinden doğan bir hüzün ile, eve kavuşacak olmanın verdiği sevinç bir arada.. Karmakarışık duygular içindeyim. Çantamı topladım. Bir takım temiz kıyafeti diğerlerinden ayrı paketledim. Olimpos’ta giyeceğim. Son gün olması sebebiyle tüm fazla ağırlıklarımı, rakı bardağımı, anteni kırık radyomu … Okumaya devam et
Likya Yolu Deneyimleri-1
16 gün boyunca tek başına yürüdüğüm Likya Yolu’nda, doğal olarak pek çok deneyim kazandım. Ancak bu deneyimleri; bu yürüyüşe ve bu doğa şartlarına özel olarak değerlendirmek gerekir. Çünkü başka bir coğrafyada ve mevsimde yapacağım yürüyüşler, muhtemelen bambaşka deneyimler kazandırır. İşte Likya Yolu deneyimlerim. HAYATA, DOĞAYA DAİR FELSEFİK GÖZLEMLER: TEK BAŞINA YÜRÜYÜŞ GÜVENLİDİR. Günlüklerimi yayınlamaya başladıktan … Okumaya devam et