DOĞA YÜRÜYÜŞÜ CİDDİ BİR İŞ MİDİR?
Dün Facebook’ta ilginç bir tartışmaya rastladım. Tartışma, ”Likya Yolunda bu sıcaklarda yürümenin doğru olup olmadığı” konusundan başlamış, ”doğa yürüyüşü ciddi bir iş midir, değil midir?”’ konusuna sıçramıştı.
Özetle; bir gurup arkadaş, ”bu sıcaklarda yürümek tehlikelidir” diyordu. Bir gurup arkadaş ise ”doğa yürüyüşü ciddi bir iş değildir, iki bacağı üzerinde yürüyebilen herkes yapabilir, abartmayın” diyordu. Hatta bir arkadaş, ”patates gibi biri sizin yürüdüğünüz yolu yürüyünce işin eğlencesi mi azalıyor?” bile demiş… (Ben bunu karizmanız mı çiziliyor diye okudum)
İki ayağı üzerinde yürüyebilen bir doğa yürüyüşçüsü..
Konu doğa yürüyüşü olunca, doğal olarak ben de konuya balıklama dahil olmak istedim… Ancak söylemek istediğim epey şey olduğu için, bunu facebook yerine, blogdan yapayım dedim…
***************************
Doğa yürüyüşünün ciddi bir iş olup olmadığını değerlendirmeden önce, göz önüne almamız gereken hususlar nelerdir? Onlara bir bakalım.
1. Doğa yürüyüşü, tıpkı yüksek irtifa dağcılığı, ya da kaya tırmanışı gibi dağcılık sporunun bir parçasıdır. Ancak dağcılık alt branşları arasında zorluk derecesi en düşük olandır. Yani, yüksek irtifa dağcılığı ya da kaya tırmanışı kadar zor değildir. (Bu husus, eğer demek istedikleri görece bir tasnifse, ”doğa yürüyüşü ciddi bir iş değildir” diyenlere artı yazar. Çünkü gerçekten dağcılık sporunun zorluk derecesi en düşük branşı, doğa yürüyüşüdür.)
2. Ancak dünyada çok yüksek irtifadan geçen doğa yürüyüş yolları vardır. Örneğin Great Himalaya Trail 6.146 metre, Continental Divide Trail 4.300 metre yükseklikten geçer. Yani Ağrı’dan 1000 metre daha yüksekten geçen doğa yürüyüş yolları vardır. Yüksek irtifada ağır hava şartları demektir ve pek çok gerçek tehlike barındırır… Çok kısa bir zaman önce, 14 Ekim 2014’de, Nepal’de, Annapurna masifinde meydana gelen faciada ölen 43 kişinin tamamı doğa yürüyüşçüsüdür. (Bu da doğa yürüyüşü ciddi bir iştir diyenlere artı yazar.)
3. Doğa yürüyüşü, yüksek irtifada yapılmasa bile, bambaşka zorluklar içeren parkurlarda da yapılır. Örneğin Messner’in Serengeti’yi solo olarak yürüyerek geçmesinin zorluk derecesini belirleyebilmek çok zordur… (Ciddicilere bir artı puan daha)
4. Ancak sıcaklarda (zor şartlarda) yürünmez demek de doğru değildir. Çünkü insanın en temel özelliklerinden biri, sınırların ötesini görmeye çalışmaktır ve insanlık tüm gelişimini buna borçludur. Zor şartlardan kaçınılsaydı ne yeni kıtalar keşfedilebilir, ne kutuplara, ne de uzaya gidilebilirdi. Bırakın sıcaklarda yürümeyi, çölde doğa yürüyüşü diye başlı başına bir doğa yürüyüşü kategorisi var ve çöllerden geçen pek çok da doğa yürüyüş yolu var. İster yürü, ister yürüme… (Gayri ciddicilere bir puan)
5. Açık havadaki herkes, doğanın etkilerine tabidir… İster yüksek irtifa dağcısı olun, ister doğa yürüyüşçüsü, ister çoban olun, isterse bir evsiz… Doğa ayrım yapmaz. ”Bu kolay bir etkinlik, o nedenle insanları hipotermiye sokacak derecede soğuk olmayayım, yağmur yağdırmayayım, yıldırım düşürmeyeyim, bu zavallı susuz kaldı, ona su yollayayım, dehidre olmasın vb.” demez.. Çünkü doğa varlığınızdan habersizdir ve sizi hiç umursamaz. Yani tıpkı yüksek irtifa dağcılığı gibi, doğa yürüyüşünde de şartlar aleyhinize gelişebilir ve sığınabileceğiniz hiç bir yer, başvurabileceğiniz hiç bir merci olmaz. Eğer doğanın bu olumsuz etkileri ile baş etmeyi bilmiyorsanız, sizin için ciddi tehlike var demektir. Kurtulmak için sadece iki bacağınızın olması yetmez. Hipotermiden, hipertermiden, yıldırımdan vs. nasıl korunacağınızı da bilmeniz gerekir. (Bu kez ciddicilere bir artı puan)
6. Ancak kabul etmek gerekir ki şöyle bir durum da var… Doğanın tehlikelerle dolu olduğu ve sizi ham yapacağı algısı da ülkemizde çok yaygın. Hatta doğa sporları ile uğraşanlar bile genellikle bu kanıda. Tek başına yürüyen biri olarak, çevremden ve aldığım tepkilerden bunu çok iyi biliyorum. Oysa yeterli deneyiminiz varsa ve malzemeniz tam ise doğa harika bir dost olabilir. O nedenle her doğaya çıkmak isteyene, sürekli doğanın tehlikelerinden bahsetmek de çok doğru değil. İnsanları doğadan korkutma ve doğaya çıkmaktan alıkoyma gibi sonuçlar doğurabilir. Esas olan deneyim ve malzemedir. Ancak onlara bakıp bir değerlendirme yapabiliriz. (Gayri ciddicilere bir artı puan)
7. Doğa yürüyüşüne özel kaza istatististikleri yok… Genelde dağcılık, kaya tırmanışı ve doğa yürüyüşü kaza istatistikleri birlikte tutulmuş. Ancak kesin rakamları bilmesekte şunu biliyoruz ki, her yıl muhtelif nedenlerle pek çok doğa yürüyüşçüsü hayatını kaybediyor. (Örneğin sadece Appalachian Trail’de bu sayı, yılda 12 kişiye kadar çıkabiliyor.) Eğer yaptığınız etkinlik sırasında, etkinliğin doğasından kaynaklanan ölümler oluyorsa, bu iş ciddi değildir denemez. (Ciddicilere bir puan daha)
SONUÇ OLARAK: ‘‘DOĞA YÜRÜYÜŞÜ CİDDİ BİR ŞEY DEĞİLDİR, İKİ AYAĞI ÜZERİNDE YÜRÜYEBİLEN HERKES YAPABİLİR” DEMEK, OLDUKÇA TEHLİKELİ BİR YAKLAŞIMDIR. ÇÜNKÜ İNSANLARI EKİPMANSIZ VE DENEYİMSİZ DOĞAYA ÇIKMAYA TEŞVİK EDER VE BUNUNDA ÜZÜCÜ SONUÇLARI OLABİLİR.
DOĞRUSU ŞU OLMALIDIR….
DOĞA YÜRÜYÜŞÜ CİDDİ BİR İŞTİR. ANCAK, YETERLİ DENEYİMİ VE MALZEMESİ OLMAK KAYDIYLA, İSTER ÇOCUK, İSTER YAŞLI OLSUN, İKİ AYAĞI ÜZERİNDE YÜRÜYEBİLEN HERKES YAPABİLİR.
YAŞASIN PATATES KARDEŞLİĞİ…..