HAYVANAT BAHÇELERİ KAPATILMALI MI, KORUNMALI MI?

Doğa ve çevre bilinci geliştikçe, bundan 30 -40 sene önce hiç gündemde olmayan doğaya ilişkin bazı konular, artık çok yoğun bir şekilde tartışılır olmaya başladı. Bunlardan biri de hayvanat bahçeleri

Tartışmayı kabaca özetlersek; bir gurup insan, hayvanat bahçelerinin bir hayvan hapishanesi olduğuna ve kapatılmaları gerektiğine inanıyor. Diğer bir gurup insansa türlerin korunması adına hayvanat bahçeleri kalmalı diyor. Bu konuda internette oylamalar yapılıyor, taraflar sosyal paylaşım sitelerinde kampanyalar yürütülüyor…

Peki doğru olan ne?  Önce modern dünyanın hayvanlar konusuna nasıl baktığını görelim.

1978’de UNESCO tarafından ilan edilen ”Hayvan Hakları Evrensel Bildirisi’’ne göre tüm hayvanlar yaşam hakkına sahiptirler. Zorunluluk olmaksızın bir hayvanın öldürülmesi yaşama karşı suçtur. Hiç bir hayvana kötü davranılamaz, acımasız ve zalimce eylem yapılamaz. Bir hayvanın öldürülmesi zorunlu olursa, bu bir anda, acı çektirmeden ve korkutmadan yapılmalıdır. Hayvanlar üzerinde acı çektiren deneyler yapmak da hayvan haklarına aykırıdır. 

Evet ”Hayvan Hakları Evrensel Bildirisi” böyle diyor. Biz de hayvanat bahçelerini, tarafların argümanları ve bu bildirge çerçevesinde değerlendirelim.

1. Hayvanat bahçeleri kalmalı diyenlerin temel argümanı, ”türlerin korunması”dır…

Dün gece Discovery’de bir belgesel seyrettim. Bir bilim adamı dünyanın ”6. toplu yok oluş süreci” içinde olduğunu söylüyordu. Günümüzde o kadar çok canlı türü yok oluyormuş ki, bunu rahatlıkla ”6. yok oluş süreci” olarak nitelendirmek mümkün dedi… (En son, yani 5. yok oluş süreci, bundan 65 milyon yıl önce meydana gelen ve dinazorların yok olması ile sonuçlanan meteor çarpmasıymış. Ondan öncede yaklaşık türlerin % 90’ını ortadan kaldıran 4 yok oluş süreci daha yaşanmış…) 

Üstelik bu ”6. yok oluş” süreci, doğal bir süreç değil. Çünkü dünyaya ne meteor çarptı, ne yeni bir buz devri başladı, ne de Yellowstone süper volkanı patladı. Eğer bir yok oluş süreci içindeysek bu tamamen insan ürünü. Günümüzde türler şu nedenlerle yok oluyor.

a. Yaşam alanlarının yok olması… İnsan, nüfusu ve tüketimi arttıkça diğer türlerin yaşam alanlarına doğru sürekli genişliyor. Şehirler, yollar, tarlalar, fabrikalar, barajlar hayvanların yaşam alanını sürekli daraltıyor. Beslenmek için yeterli kaynak bulamayan canlıların nüfusu da süratle azalıyor.

b. Avlanma… Avlanma bazen besin temini için, bazen zarar gören tarlaları ve hayvan sürülerini korumak için, bazen de kürk, fildişi vb. fantastik insan zevklerini karşılamak için yapılmış ve hala yapılmakta. Üstelik öylesine büyük boyutlarda avlanılmakta ki, sırf bu nedenle soyu tükenme aşamasına gelen pek çok hayvan türü var.  Ancak hayvanların avlanmalarının bir nedeni daha var.  Hayvanat bahçelerine hayvan temin etmek… Bunun içinde en çok kullanılan yöntem, anneyi öldürmek ve başından ayrılmayan yavruyu yakalamak. Yani hayvanat bahçesine hayvan temin etmek için de gene öldürmek gerekiyor.

c. Çevre kirliliği… Denizler, nehirler, atmosfer aklınıza neresi gelirse insanlar tarafından süratle kirletiliyor. Ya atmosfere salınan sera gazları ile, ya nehirlere, denizlere bırakılan kimyasal atıklar nedeniyle… Örneğin Karadeniz’in 30 metre altında oksijen ve dolayısıyla yaşam kalmamış. Sırf sanayinin denize saldığı atıklar nedeniyle…

Böylesine büyük bir yok oluş süreci içindeyken, hayvanat bahçelerinin türleri koruma iddiası ile ortaya çıkması biraz kafa karıştırıcı olabilir. Nasıl olmasın ki… Bu şekilde bakınca hayvanat bahçeleri ”Nuh’un Gemisi” gibi gözüküyor. Ancak gerçekten öyle mi? Yoksa bu bir illizyon mu?

2. Hayvanat bahçeleri kapatılmalı diyenlerin argümanları ise, birden fazla bilimsel, felsefi ve ahlaki iddia barındırıyor.

İşte bunlarda hayvanat bahçeleri kapatılmalı diyenlerin argümanları…

a. Hayvanlar özgür değildir… Eğer bir hayvanat bahçesini gezdiyseniz, hayvanların genelde mutsuz olduğunu fark etmişsinizdir. Biz insanlar genelde, hayvanların zeki olmadıklarını ve duygularının bulunmadığını düşünürüz. Bu nedenle de onları kafese kapattığımızda mutsuz olacaklarını aklımıza pek getirmeyiz. Hatta tam tersine onları vahşi yaşamın zorluklarından, belki de ölmekten kurtardığımızı ve adeta bir lütufta bulunduğumuzu düşünürüz. Oysa gerçek bu değildir. Hayvanlar zekidir ve duyguları vardır. Severler, öfkelenirler, mutlu ya da mutsuz olabilirler. Hayvanat bahçesinde onları tutsak olarak tutmak, sadece bu yönüyle bile ahlaki değildir. Neden tutsaklar ki? Suçları  ne?

b. Hayvanlar için yeterli bir yaşam alanı yoktur… Yabani hayvanlar sürekli hareket halindedirler ve yaşamlarını sürdürebilmeleri için, türlerine göre belirli bir coğrafi alana ihtiyaç duyarlar.  Hayvanat bahçeleri onlara bu alanı sağlayamaz. Örneğin, hayvanat bahçelerinde yaşam alanları ortalama olarak bir aslan için 18.000 kat, bir kutup ayısı içinse 1.000.000 kat daha küçüktür.

c. Hayvanlar hayvanat bahçelerinde öldürülmektedir… PETA’nın (Hayvanlara Etik Muamele İçin Mücadele Edenler Örgütü) verilerine göre sadece Avrupa’da ki hayvanat bahçelerinde her yıl 5.000 ile 7.500 hayvan, fazlalık ya da mali imkansızlıklar nedeniyle öldürülmektedir. Buna canlı bir örnekte, geçtiğimiz günlerde Danimarka’da iki zürafanın aynı kafeste yaşamasının mümkün olmadığı gerekçesiyle çocukların gözü önünde öldürülerek aslanlara yedirilmesidir. Üstelik bu konuda kıyamet koparken, ikinci bir skandal daha patladı. Gene Danimarka’da, ancak bu kez başka bir hayvanat bahçesinde, aynı nedenle başka bir zürafa daha katledildi. Çok açık bir biçimde görülüyor ki bu öldürmeler bir hayvanat bahçesi sistematiğidir… Üstelik Danimarka hayvanat bahçeleri dünya standartlarına göre oldukça iyi durumdadır… Siz bir de Asya’da, Afrika’da olanları düşünün.

d. Hayvanlara kötü muamele edilmektedir…  Hayvanlar öldürülmeseler bile hayvanat bahçelerinde kötü muamele görmektedirler. Dövülmekte, cezalandırılmakta, aç bırakılmaktadırlar. Asgarisinden bakım maliyetleri yüksek olduğu için yeterince beslenememektedirler. Örneğin Endonezya’da ki Surabaya Hayvanat Bahçesi bu konuda somut bir örnektir. Diğer hayvanat bahçeleri de bu kadar öne çıkmasa bile, Surabaya‘dan daha masum değildir. İşte Surabaya‘dan bazı hayvan manzaraları…

1596280

 Bu bir boz ayı… Hem de dünyanın en büyük ayısı olan Kuzey Amerika boz ayısı, Grizzly….

article-2529589-19C1795A00000578-272_964x749

 Açlıktan Hörgücü erimiş bir deve…

BdiEbPcCcAACqwk (800 x 467)

 Bu bir kemirgen değil, ormanlar kıralı Arslan...

giraffe_2166431k

 Yaşam alanlarının kötülüğünden bu tip kazalar sık sık oluyor…

images (750 x 538)

 Yaşama umudunu yitirmiş bir fil….

indir (800 x 449)

 Bu da güzelliği dillere destan Bengal kaplanı… Sudan çıkmış kedi yavrusuna dönüşmüş….

Indonesia Sumatran Tiger

e. Hayvanat bahçelerinde hayvanlar daha az yaşamaktadır… Genelde hayvanat bahçelerinde hayvanların, hastalıklardan ve doğanın şiddetinden uzakta, daha uzun süre yaşadıkları düşünülür. Ancak bu doğru değildir. Yaşam alanlarının darlığı, kötü beslenme, kötü muamele hayvanların yaşam süresini kısaltmaktadır. Örneğin vahşi Afrika filleri, hayvanat bahçesindekilerden yaklaşık 3 kat daha uzun yaşamaktadır.

f. Hayvanlar doğal ortamlarında korunmalıdırlar…. Hayvanat bahçeleri kapatılmalı diyenlerin en önemli argümanlarından biri de budur. Çünkü hayvanat bahçelerinde hayvanların bakımı çok maliyetlidir. Oysa bugün hayvanat bahçeleri için yapılan harcamadan çok daha azına, hayvanları doğal ortamlarında korumak mümkündür. Avlanmanın yasaklanması/sınırlanması ve belli bir coğrafi alanın koruma için tahsisi, türleri koruma için yeterli olmaktadır. Bunun dünyada güzel örnekleri vardır. Bir örnekte ülkemizden verirsek, sadece avlanma yasağı ve ciddi para cezaları uygulaması, boz ayı nüfusunda ciddi bir artışa neden olmuştur.

(Tabii iş sadece hayvanat bahçeleri ile de sınırlı değil. Sirkler, aqua parklar, pet shoplar, hatta evler hayvanların tutsak edildiği ve kötü muamele gördüğü yerler.) 

TARAFLARIN ARGÜMANLARI BUNLAR. PEKİ SİZİN FİKRİNİZ NE?

Comments
7 Responses to “HAYVANAT BAHÇELERİ KAPATILMALI MI, KORUNMALI MI?”
  1. ulasbul dedi ki:

    Burada belki de şöyle bir ayırım yapmakta fayda var. Dünyada hayvanlar iki farklı şekilde “kapalı” alanda tutuluyorlar. Bunlardan ilki yazınızda da değindiğiniz gibi hayvanat bahçeleri. Hayvanat bahçelerinin en kötüsünden en modernine kadar olanlarında malesef vicdandan söz etmek mümkün değil. Diğer bir yöntem ise, reserve adı verilen koruma alanları. Binlerce km karelik alanlara sahip bu koruma alanlarının asıl amacı türleri korumak, ikincil amaç olarak da bu alanlarda hayvanları doğal ortamlarında görüp tanıyabiliyorsunuz. Fakat hayvanat bahçesi tutkunları için dezavantaj, hayvanlar için bir avantaj olacak şekilde bu alanlarda endemik canlı türlerinin dışındaki canlıları tutamıyorsunuz. Hem farklı bir türün mevcut ekosisteme zarar verme riski (evcil bir kedi bile ona karşı savunma geliştirmemiş türlerin arasına bırakıldığında bir yırtıcıya dönüşebilir.), hem de ortama adapte olamayan hayvanın ölme riski (kutup ayısının kenya reservelerinde ölmesi gibi) nedenlerinden dolayı bu tür koruma alanları desteklenmesi gereken yerler halini alıyor.
    Hayvanat bahçelerinin yanısıra özellikle yunus, balina ve köpekbalığı gibi yaşamak için çok büyük su kütlelerine ihtiyaç duyan hayvanların tutulduğu hatta gösteri yaptırıldığı akvaryumlar da aynı şekilde insanlık için yüz karası yerler olarak tarihte yer alacaklardır.

    Beğen

    • Seawolfmete dedi ki:

      Merhaba,
      Dediğiniz gibi iş hayvanat bahçeleri ile bitmiyor. Sirkler, Aqua Parklar, Pet Shoplar, hatta evler hayvanların tutsak olduğu ve genelde de kötü muamele gördüğü yerler. Zaman zaman öyle videolar görüyorum ki tüylerim diken diken oluyor. Canlı kedi yavrularını oltaya takıp kılıç balığı avlayanlar, bir uçurumun kenarındaki eşeği tekmeyle uçuruma yuvarlayanlar vb. daha pek çok örnek var. Bu insanları bu şekilde davranmaya ne itiyor, gerçekten çok merak ediyorum.

      Beğen

  2. evren dedi ki:

    Verdiğiniz dökümanlar taraflı olduğu için adil bir anket değil ve sonuçları da adil olmayacaktır.

    Beğen

  3. dfdfs dedi ki:

    ben ce eşit malll
    a

    Beğen

  4. a dedi ki:

    türleri boyle aç bırakıp minicik yerlere hapis ederekmi koruycaklarmış.yazıklar olsun bunu destekleyenlere.hadisi serif oldugu nakil edilen bir rivayete gore “kediyi bir kadın aç bırakmış ve hapis etmiş özgürlügunu kısıtlamışda o bundan dolayı cehenneme atılacağı bildirilmiş”.hayvanat bahcelerini destekleyen herkes hatta ziyaretcilerden sadece zevk icin bakmaya gelenlerde bu gunaha ortaktır.cunku bir gunaha vesile olanda o gunaha ortak oldugu hakkındada rivayet var.kafamdan uydurmadım bunları.hepsi tovbe etmezsse cehenneme atılacaklar inşeAllah.

    Beğen

  5. fksf dedi ki:

    korumalı diyen orospu çocuklarına sesleniyorum inşallah sizde aynı muameleyi görürsünüz

    Beğen

    • ROWLET dedi ki:

      aynı zamanda farklı bi açıdan bakmanda lazım devletler hayvanat bahçelerini denetler geniş ve doğal ortamlar sağlanırsa hem hayvan çeşitliliği koorunur hemde bi hayvanın doğuşunda hemen müdahele edilip yavru kurtarılabilir

      Beğen

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: