HUGH GLASS’IN HİKAYESİ (THE REVENANT)
2016 yılı Oscar Ödüllerine tam 12 dalda aday olarak gösterilen, Leonardo DiCaprio‘nun başrolünü oynadığı ”THE REVENANT” filmi geçtiğimiz günlerde vizyona girdi.
Gerçek bir olaya dayanan bu film, Hugh GLASS adlı bir avcının, 1823 yılında, bir ayı saldırısı sonrası hayatta kalma mücadelesini anlatıyor. The Revenant bu olayı anlatan ikinci film… İlk film, 1971 yılında çekilmiş olan ve başrolünü Richard Harris’in oynadığı ”MAN IN THE WILDERNESS”… Bu filmi 1973 yılında, henüz çiçeği burnunda bir Deniz Lisesi öğrencisi iken, Deniz Harp Okulu sinema salonunda seyretmiş ve çok etkilenmiştim. Bakalım The Revenant da aynı etkiyi yapacak mı?…
Ancak benim amacım bu filmleri yorumlamak değil. Filmde yer alan/almayan yaşamı ile birlikte Hugh GLASS‘ı sizlere biraz daha yakından tanıtmak.
Hugh Glass, İskoç bir baba ve İrlandalı bir annenin oğlu olarak, 1783 yılında Pennsylvania’da doğdu. Ayı saldırısından önceki yaşamı pek bilinmez. 1816 yılında Meksika Körfezi kıyılarında, o dönemin ünlü korsanı Jean Lafitte tarafından yakalandığını ve kendisine zorla korsanlık yaptırıldığını anlatmıştır. 2 yıllık zorunlu korsan hayatı sonunda, Texas sahillerine yakın bir noktada gemiden kaçmış ve yüzerek kurtulmuştur… Söylentilere göre, kurtulduktan sonra Pawnee’ler tarafından yakalanmış ve 7 yıl da onlarla birlikte yaşamıştır. Bu süreçte bir Pawnee kadınıyla evlenmiş ve hatta 1821 yılında Amerikalı yetkililerle görüşmek üzere St. Louis’e giden bir Pawnee delegasyonunda yer almıştır. (Bu 7 yılda bir tutarsızlık var. 1818 de, korsanların elinden kurtulduktan hemen sonra Pawneeler ile yaşamaya başlamış olsa bile, 7 yıl sonrası 1825 yılı ediyor. Oysa biliyoruz ki o 1823 yılında General Ashley ekspedisyonuna katılacaktır…)
Hugh Glass 1822 yılında, Missouri Gazetesinde, General William Henry Ashley tarafından verilmiş bir ilana rastlar. General Ashley, Missouri Nehri boyunca yapılacak ve amacı kürk avcılığı/ticareti olan bir ekspedisyon için 100 adam aramaktadır. Hugh Glass bu 100 adam arasına katılır.
1823 yılı haziran ayı başında ekspedisyon, Arikara yerlilerinin saldırısına uğrar… Ekipten 15 kişi ölür ve Hugh Glass da bacağından yaralanır. (Ölü sayısının 85 olduğuna dair yazılara da rastladım.) Hugh Glass, bu saldırıda ölen arkadaşı John S. Gardner‘in ailesine 2 Haziran 1823 tarihli şu mektubu yazmıştır.
”Bayım,
Benim acı görevim, 2 Haziran sabahı oğlunuzun yerlilerin saldırısı sonucu öldüğünü size bildirmektir.
O vurulduktan kısa bir süre sonra öldü ve ölmeden önce kötü akıbetini size bildirmemi istedi.
Ödükten sonra onu gemiye taşıdık… Ekibimizin genç bir üyesi olan Mr. Smith onun için çok güçlü bir dua etti ve biz onun barış içinde öldüğüne ikna olduk.
Onu diğerleri ile birlikte, kampın yanında, kütükler ile işaretlenmiş mezarlara gömdük. Eşyalarını size göndereceğiz.
Bu barbarlar büyük tehlike… Biz onlarla dostça bir takas yaptık. Fakat büyük bir yağmur ve şimşek fırtınasından sonra, gün ışımadan geldiler ve çoğumuzu yaraladılar. Ben bacağımdan yaralandım.. Kaptan Ashley, bu hainleri gerçekten cezalandırıncaya kadar bölgede kalacaktır.
Hugh Glass.”
Yeni saldırılara açık olmaları nedeniyle ekspedisyon Missouri Nehri’nde yola devam etmeye korkar ve içlerinde Hugh Glass‘ın da olduğu bir grup, karadan Yellowstone Nehrine doğru gitmeye karar verir.
Hugh Glass, Grand River yakınlarında, ekspedisyon üyeleri için avlanırken, yanında 2 yavrusu olan bir boz ayıyı rastlar. Ayı yavrularını korumak amacıyla Hugh‘a saldırır… Hugh yanındaki arkadaşları John S. Fitzgerald ve Jim Bridger‘in yardımıyla ayıyı öldürür, ancak ağır bir şekilde yaralanır… Etleri parçalanmış ve pek çok kemiği kırılmıştır. General Ashley, bu yaralar ile Hugh Glass‘ın hiç bir hayatta kalma ihtimalinin olmadığına inanır… Ölene kadar yanında kalmaları ve öldükten sonrada gömmeleri için iki gönüllü ister. Ayı saldırısı esnasında yanında olan arkadaşları John S. Fitzgerald ve Jim Bridger, gönüllü olurlar. Diğerleri de Hugh‘un mezarını kazarak yollarına devam ederler. Bir müddet sonra bu iki gönüllü adam ana gruba yetişir ve Hugh‘un öldüğünü ve Arikara’ların kendilerine saldırdığını iddia ederler.
Oysa Hugh ölmemiştir. Arkadaşları bölgede ki yerlilerden korkarak, onu mezarının içinde ve üstüne bir ayı postu örterek, bırakıp kaçmışlardır.
Hugh mucizevi bir şekilde kendine gelir. En yakın yerleşim yerinden 32o km. uzaktadır… Bir ayağı ve pek çok kaburgası kırıktır, yaraları iltihaplanmış ve hatta kurtlanmıştır. Üstelik silahı, ekipmanı ve yiyeceği yoktur.
Hugh önce kırık bacağını yerine oturtur ve ayı postu ile sarar. Enfeksiyon kapmış yaralarının kangren olmaması için kurtçukların etini yemesine izin verir. Daha sonrada, Missouri nehri üzerinde bir kürk ticaret merkezi olan Fort Kiowa‘ya gidebilmek için Cheyenne Nehri’ne doğru sürünmeye başlar. Bu yolculuk süresince yaban çileği ve kök yer. Bir keresinde 2 kurtu kovalayarak, onların yemekte olduğu bir bizonun baldırını alır ve kendine bir ziyafet çeker. Onu daha önce yaralı halde ve terk edilmiş olarak gören olan bir grup kızılderili, hayatta kaldığını ve intikam almaya niyetli olduğunu anlayınca ona silah ve gıda yardımı yaparlar… Hugh 3 ay sonra nehir kenarına ulaşır. Kendine ilkel bir sal yapar ve akıntı ile birlikte Fort Kiowa’ya doğru yola çıkar. . 6 hafta sonra da Fort Kiowa’ya ulaşır.
Hugh yaraları iyileştikten sonra, intikam almak amacıyla John S. Fitzgerald ve Jim Bridger’in peşine düşer. Kısa bir süre sonra Jim Bridger’i bulur, ancak çok genç olması sebebiyle ona acır ve hayatını bağışlar. Ardından Fitzgerald’i aramaya başlar. O da orduya girmiştir ve Nebraska’dadır. Peşinden Nebraska’ya gider, ancak bir ordu mensubunu öldürmenin cezasının çok ağırdır. Bu nedenle onun da hayatını bağışlar.
Hugh, 1824 yılında General Ashley tarafından, 4 kişi ile birlikte, yeni bir tuzak rotası keşfetmek üzere tekrar görevlendirilir. Ekip botla yola çıkar ve Laramie Nehri üzerinde 38 kulübenin ve bir kaç yerlinin bulunduğu bir yerleşim yeri keşfederler.. Yerliler arkadaşça görünmektedirler… İlk başta onların Pawnee olduğunu düşünürler ve akşam yemeği yemek için sahile çıkarlar. Ancak onların Pawnee değil Arikara olduğunu fark ederler ve hemen botlarına atlayıp kaçmaya çalıştılar… Adamlardan ikisi, More ve Chapman yerliler tarafından yakalanır ve öldürülür. Diğer ikisi, Marsh ve Dutton ise kaçmayı başarırlar. Hugh Glass ise nehirdeki bir kayanın arkasında gizlenerek kurtulur ve Fort Kiowa’ya geri döner..
Bu olaydan sonra Hugh, avcılığa ve kürk ticaretine geri döner. Hatta bir ara orduda avcı olarak istihdam edilir. 1833 ilkbaharının başlarında, Yellow Stone Nehri üstünde, bir Arikara saldırısı sonucu öldürülür.
Comments
6 Responses to “HUGH GLASS’IN HİKAYESİ (THE REVENANT)”Trackbacks
Check out what others are saying...-
[…] Bu olaydan sonra Hugh, avcılığa ve kürk ticaretine geri döner. Hatta bir ara orduda avcı olarak istihdam edilir. 1833 ilkbaharının başlarında, Yellow Stone Nehri üstünde, bir Arikara saldırısı sonucu öldürülür. (Kaynak: Gezginlerkulübü – Doğaya Kaçış) […]
BeğenBeğen
Filmi izlemeden önce Hugh Glass’ı okumak keyif verici, teşekkürler Mete Bey…
BeğenBeğen
Teşekkürler Ümit Bey…
BeğenBeğen
Revenant filmine göre Hugh’un yerlilerden melez oğlu vardı ve Fritzgerland oğlunu öldürdüğü için intikam almak istedi ve Fritzgerlandı öldürdü. Bridger ise masumdu. Hangisi doğru bilmiyorum biraz daha kaynak okuyacağım.
BeğenBeğen