MAURO PROSPERI – ÇÖLDE KAYBOLAN MARATONCU

MauroProsperi

Eski bir polis memuru ve pentatloncu olan 39 yaşındaki İtalyan Mauro Prosperi, 1994 yılında, dünyanın en zorlu yarışlarından birine, Büyük Sahra‘da yapılacak olan 250 km. lik ”MARATHON DES SABLES”e katılmaya karar verir… Maraton o kadar zorludur ki, yarışma başvuru formunda, ”Öldüğünüzde cesedinizi nereye gönderelim” sorusu vardır…

Mauro evlidir ve 3 çocuğu vardır. Karısı Cinzia, ”Öldüğünüzde cesedinizi nereye gönderelim” sorusunu öğrenince, ”Kafayı mı yedin adam? Çoluğun var, çocuğun var… Bizi  bırakıpta nerelere gitcen?” diyerek onu bu kararından vazgeçirmeye çalışır, ama nafile… Mauro‘nun dediği dedik, çaldığı düdüktür. O yarışa katılacaktır. İşte bu kadar… (Kazak adammış…)

_79280654_624xbwpoliceMauro, Sicilya’da polislik yaptığı günlerde…

Hemen antrenmanlara başlanır. Her gün içtiği suyun miktarını azaltarak, 40 km. lik koşular yapmaya başlar. Sonunda hazırlıklar tamamlanır ve Mauro Fas’a uçar…

Yarışma günü gelir çatar. O yıl ”Marathon des Sables”in 9. yılıdır ve henüz yeteri kadar popüler değildir. Bu nedenle katılan sporcu sayısı sadece 80‘dir. (Bugün ise yaklaşık 1500 kişi katılmaktadır ve bu popülerlikte Mauro Prosperi’nin hikayesi çok etkili olmuştur.)

Yarışmanın ilk üç günü her şey yolunda gider. Büyük Sahra’nın ıssızlığı ve güzelliği, Mauro‘yu büyülemiştir. Yarışmada da durum iyidir. Üçüncü gün sonu itibarı ile 4. lüğe kadar yükselmiştir.

_79281000_new624xdesertcamaraderieYarışma hatırası….

Yarışın en uzun ve en zorlu parkurunun olduğu 4. gün, her şey birden tersine döner.

Sabah hava biraz rüzgarlıdır… Mauro, ilk dört kontrol noktasını başarı ile geçmiştir ve etrafında hiç kimse olmadan, tek başına 5. kontrol noktasına doğru koşmaktadır ki, bir kum fırtınası patlar…

”Aniden çok şiddetli bir kum fırtınası başladı ve sapsarı bir kum duvarı adeta beni yuttu… Rüzgar korkunç bir öfke ile esiyordu, öylesine ki nefes alamıyor, göremiyordum… Kumlar yüzümü adeta kırbaçlıyordu. Bu bir iğne fırtınası gibiydi. Kum fırtınasının ne kadar güçlü olabileceğini o an anladım.  Rüzgara sırtımı döndüm, yüzümü sardım ve korunaklı bir noktaya çömelerek, fırtınanın geçmesini beklemeye başladım…”’

Fırtına 8 saat sürer ve bittiğinde artık gece olmuştur. Mauro çölde yapayalnızdır ve hala durumunun ciddiyetinin farkında değildir. 4. sırayı kaybedebileceğini düşünür ve bunun önüne geçebilmek için sabah biraz daha erken kalkıp koşmaya başlamaya karar verir ve sonra yatar uyur.

Mauro sabah erkenden kalkar ve koşmaya başlar. Yanında sadece harita, pusula, biraz suyu alınmış kuru gıda, bıçak ve uyku tulumu vardı… Hiç suyu yoktu. Çünkü su kontrol noktalarından geçerken alınıyordu ve 4. kontrol noktasında aldığı suyu, kum fırtınası esnasında içerek bitirmişti.

”Sabah erkenden fırtınanın değiştirdiği bir coğrafyada uyandım… Referans noktaları olmadan, harita ve pusula ile yarışmak çok zordu. Ancak endişeli değildim. Kim bilir kaç kişi benim durumumda diye düşündüm. Er geç birisiyle karşılaşacağıma emindim. Planım karşılaştığım kişi ile bir takım kurup birlikte devam etmekti.”

Ancak 4 saatlik bir koşudan sonra Mauro, büyük umutlar ile çıktığı bir kum tepesinin ardında da kumdan başka bir şey olmadığını görür ve işte o anda durumun vehametini kavrar. Aklına ilk su sorununu nasıl çözeceği gelir. Bu konuda bir deneyi yoktur, ancak duyduğu hayatta kalma hikayelerinden idrarın içilebileceğini hatırlamaktadır. O nedenle içmese de ileride lazım olabilir diyerek, idrarını boş su şişesine yapmaya başlar.

Çölün sıcağından korunmak için sabah erken ve akşam saatlerinde yürür. Güneş tepedeyken iyice giyinmiş olarak dinlenir.

”İkinci gün, günbatımı saatlerinde bir helikopter sesi duydum. Hemen yanımda ki işaret fişeğini ateşledim, ancak plot fark etmedi. İşaret fişeğinin görünmemesinin nedeni de, küçücük sadece bir kalem kadar olması idi. Çünkü denizde kullanılan gerçek işaret kandilleri 500 gr. ağırlığındaydı ve bu maraton için çok ağırdı. Helikopter o kadar alçaktan ve yakından geçti ki, plotun kaskını seçebildim, ama o beni farketmedi… 

Helikopteri görmek Mauro‘ya moral verir. Çünkü kaybolduğunun farkına varıldığını ve arandığını düşünerek yürümeye devam eder. Kayboluşunun 4. günü çöl ortasında üç küçük binaya rastlar. Burası Bedevilerin Marabout dedikleri ve çölü geçerken sığındıkları bir yerdir. Burada bir de türbe vardır… Mauro, buraya girer ve biraz yemek yer ve ilk kez şişede biriktirdiği idrarını içer. Daha sonra havadan arama yapan helikopterlerin kendini fark edebilmesi için, yanıdaki İtalyan bayrağını dikmek üzere çatıya çıkar. Bir yarasa sürüsünün çatıyı yuva olarak kullandığını fark eder ve hiç düşünmeden birini yakalar ve kafasını keserek kanını içer…

_79280652_624xmarabut (1)Marabout

Mauro burada kalır ve 3 gün boyunca 20 civarında yarasanın kanını içerek ve çiğ çiğ yiyerek, arama kurtarma ekiplerinin kendisini bulmasını bekler. Marabout‘a gelişinin üçüncü gününde bu kez bir uçak sesi duyar. Kendisini uçağa farkettirmeye kararlıdır. Bu nedenle yanında ne varsa, sırt çantası ve uyku tulumu da dahil olmak üzere yakar ve duman çıkarmaya çalışır.

”Kısmetsiz Bedevi’yi deve üstünde yılan sokar” misali, aniden patlayan bir kum fırtınası, uçağın onu fark etmesine engel olur. 12 saat devam eden bu ikinci kum fırtınası sonrası, Mauro tüm kurtulma ümidini yitirir…

”Uçağın bulunmam için son şans olduğunu hissettim ve beni fark etmeyince çok depresif bir ruh haline büründüm. Uzun ve acılı bir ölüme gittiğime artık emindim ve bunu hızlandırmak istedim. Bir yandan da cesedim bulunamazsa, yasal olarak ölü ilan edilmem için 10 yıl gerekiyordu ve bu takdirde ailem çok sıkıntılı günler geçirecekti. Ancak cesedim bulunursa eşime maaş bağlanabilecekti. Bunları düşündüm…”

Mauro, bir kömür parçasıyla eşine not yazar ve bileklerini keserek ölüme yatar… Ancak sabahleyin uyanır. Susuzluktan kanı o kadar yoğunlaşmıştır ki, hemen pıhtılaşıp kanamayı kesmiştir.

Mauro bunu bir işaret olarak görür ve mücadeleye devam etme kararı verir. Yarışmadan önce kendilerine söylenen, ”kaybolduğunuzda, güneş doğarken ufukta beliren bulutlara doğru yürüyün” sözü doğrultusunda bulutlara doğru yürür. Çölde rastladığı yılanların, kertenkelelerin kanlarını içerek ve onları yiyerek yürüyüşünü sürdürür.

”İçgüdülerimin canlandığını ve içimdeki mağara adamının ortaya çıktığını hissediyordum. Bu dejavu gibiydi… Artık kurumuş dere yataklarını fark edebiliyor, burada bulduğum bitkileri sıkarak az da olsa su içebiliyordum… Çölün güzelliğini de görebiliyor ve burada yaşanabileceğini anlıyordum…

Her şeye rağmen Mauro inanılmaz derecede zayıflar ve susuzluktan idrar yapması durur. 8. gün küçük bir vahaya denk gelir. Yatarak 6-7 saat boyunca yudum yudum su içer. Bu esnada ıslak kumda bir ayak izi görür. İnsanlara yaklaştığını hisseder.

”Ertesi gün önce bir keçi gördüm, sonra da genç bir kız. Kız beni görünce korkarak kaçmaya başladı. Onu takip ettim ve bir Berberi çadırına geldim. Kampta hiç erkek yoktu, hepsi kadındı. Yaşlı bir kadın bana keçi sütü ve yiyecek verdi… Sütü içtim ancak yiyecekleri kustum. Kadınlar erkeklerin pazara gittiğini ve bu nedenle beni çadıra alamayacaklarını söylediler ve bir gölgeliğe yatırdılar. Birini de polise haber vermek üzere gönderdiler.”

Mauro, çölde aç susuz, 291 km. yürümüştü ve farkında olmadan başka ülkeye, Fas’tan Cezayir’e geçmişti. Çölde kaybolduğu 9 günde toplam 16 kg. kaybetmiş, böbrek ve karaciğerleri hasar görmüştü. Uzun müddet sadece sıvı yiyecekler yiyebildi ve sağlığını kazanması 2 yıl sürdü.

Mauro 4 yıl sonra, 1998’de bu maratona tekrar katılır ancak sakatlanır ve bitiremez. 2012’de 3. kez Büyük Sahra’ya gelir ve bu kez yarışı tamamlar.

Hikayesi, National Geographic ve Discovery kanallarınca da belgesele dönüştürülen Mauro Prosperi, İtalya’da bir halk kahramanı olarak görülmektedir.

BU OLAYDAN ÇIKARILAN DERS, ASLA KARINIZIN SÖZÜNDEN DIŞARI ÇIKMAYIN….

Reklam

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: