ONTAKE DAĞI FACİASI – 27 EYLÜL 2014
2014 yılı sonbaharında dünya dağcılık camiası bir biri ardına gelen felaket haberleri ile sarsıldı. Önce 27 Eylül’de Japon’yada ki Ontake Volkanı patladı ve 57 kişi öldü. Hemen ardından da 14 Ekim’de, Nepal’de, Annapurna Circuit‘i görülmemiş bir kar fırtınası vurdu, 43 kişi öldü. Her iki felaketin de ortak noktası, ölenlerin yüksek irtifa dağcıları değil, doğa yürüyüşçüleri olmasıydı.
Ontake Volkanı (Ontekasan), Japonya’nın ortasında, Tokya Şehrinin 120 km. batısında bulunan aktif bir volkan. Fuji dağından sonra Japonya’nın en yüksek 2. dağı… Yüksekliği 3.067 metre… Tırmanışı kolay olduğu için, özellikle doğa yürüyüşçüleri ve acemi dağcıların yoğun rağbet gösterdikleri popüler bir dağ.
Patlama günlük güneşlik bir cumartesi günü gerçekleşti. Tatil ve havanın çok güzel olması nedeniyle dağ çok kalabalıktı. Japonya’da dağa çıkışların kayıt altına alınıyor olması nedeniyle, o gün dağda 327 kişinin bulunduğu kesin olarak biliniyor.
Ontake Dağı, yerel saatle 11.52’de hiç bir işaret vermeden, aniden patladı. Normalde volkanik patlamalar öncesi görülen küçük depremler ve jeotermal püskürmeler, bu patlama öncesinde görülmedi… Bir anda atmosfere milyonlarca ton kül, kaya ve gaz püskürdü. Dağın eteklerinde olanlar şanslıydı. Çünkü kaçma şansları vardı. Ancak zirvede ve zirveye yakın bölgelerdekiler ise tam anlamıyla cehennemin ortasında kaldılar.
Helikopterlerinde katıldığı kurtarma çalışmalarına hemen başlandı. İlk gün alçak irtifalarda bulunan yaklaşık 40 kişi kısa zamanda ya kurtarıldı, ya da kendi kurtuldu. 12 de cesede ulaşıldı. Ölümlerin püsküren kayaların çarpması sonucu oluştuğu anlaşıldı. (Bu kaya yağmurundan kurtulan bir görgü tanığı, ”Dev gibi kayaların, dolu gibi üzerlerine yağdığını” söylemiştir. )
Ertesi gün, yani pazar günü zirveye yakın bir bölgede küllerin altında toplu halde 30 ceset daha bulundu. Hepsinin ölüm nedeni ”kardiyak arrest (kalp durması)” olarak açıklandı. Buna kül ve sülfür nedeniyle nefes alamamanın neden olduğu sanılıyor.
Daha sonraki günlerde ulaşılan cesetlerle birlikte, toplam 57 kişinin öldüğü ortaya çıktı. Uzmanlar, büyük bir lav akıntısının oluşmamasını büyük bir şans olarak değerlendirdiler. Aksi takdirde kimsenin kurtulmasının mümkün olamayacaktı..
Aslında bu olayı tam anlamıyla bir dağcılık faciası olarak nitelemek doğru olur mu emin değilim. Ölenler dağcı, ölümlerine neden olan da doğal bir olay… Bu açıdan bir sorun yok. Ancak genelde dağlarda meydana gelen doğal olaylar, dağcının öngörüp, kaçınmasının mümkün olduğu olaylar. Örneğin bir dağcı çığ düşecek bölgeleri tespit edip uzak durabilir. Hava şartlarının kötüleştiğini görüp, geri dönebilir. Ya da iyi malzemeler ve çelik gibi bir iradeyle, bivaklayıp sağ kalabilir. Söylediklerime örnek olabilecek pek çok inanılmaz kurtuluş hikayesi var.
Oysa bu olaydan kaçınmak mümkün görünmüyor. Jeologların bile tahmin edemediği bir volkanik patlamaya, dağcının yapabileceği hiç bir şey yok, dağa çıkmamaktan başka… O nedenle bu olay tam anlamıyla bir dağcılık faciası mıdır bilemiyorum. Bu nedenle de bir önceki yazıda dünyanın en büyük dağcılık felaketi olarak, bundan kısa bir süre sonra meydana gelen Nepal’de ki faciayı gösterdim. Ancak bu facia, doğanın gücünü ve gerektiğinde ne kadar acımasız olacağını göstermesi açısından çok iyi bir örnek.