DYATLOV GEÇİDİ FACİASI (OLAYLAR – BELGELER)

9 Rus genci, 23 Ocak  1959‘da, Ural Dağlarında 3 hafta sürecek bir yürüyüş için yola çıktılar. Planlarına göre 12 Şubatta geri döneceklerdi, ama dönmediler. Bu gibi etkinliklerde gecikmeler normaldi. Bir kaç gün daha beklendi. Ancak bir haber çıkmayınca, 20 Şubat günü arama faaliyetlerine başlandı. 26 Şubat günü, ismi bile olmayan bir geçitte, terkedilmiş kampları bulundu. Gençler her şeylerini geride bırakarak çadırı terketmişlerdi. Daha sonra da, geniş bir alana yayılmış cesetler bulundu. Hepsi ölmüştü. Üstelik cesetlerin kimisi çıplak, kimisi yanmış, kimi de ağır darbeler almıştı. Çok büyük bir panik halinde çadırı terkettikleri belli oluyordu. Onları neyin korkuttuğu bir türlü anlaşılamadı. Otopsi ve labaratuar test sonuçları da gelmeye başlanınca, olay iyice gizemli bir hal aldı. Soruşturma dosyasına ”GİZLİ” gizlilik derecesi verilip, her türlü araştırma da engellenince, hayal dünyası devreye girdi ve boşlukları doldurmaya başladı. Kimisi işi uzaylılara bağladı, kimisi de KGB‘nin (Eski Sovyet Gizli Servisi) çok gizli deneylerine. Hatta Kar Adamı Yeti‘ye bile bağlayanlar oldu. Olayla ilgili pek çok film, belgesel çekildi, kitaplar yazıldı.

Daha sonra, ekip lideri İgor Dyatlov‘a atfen ”Dyatlov Geçidi” olarak adlandırılan yerde gerçekleşen bu olay, son yüzyılın en büyük gizemlerinden biridir. İşte bu yazı, Dyatlov Geçidi Faciasının hikayesidir.

1. HAZIRLIK VE YOLA ÇIKIŞ: Ekaterinburg‘da ki Ural Politeknik Enstitüsü Dağcılık Kulübünden bir gurup, her yıl olduğu gibi uzun bir kayaklı doğa yürüyüşüne hazırlanıyordu. O sıralar baskıcı bir rejim altında bunalan üniversite gençleri arasında, Rusya’nın ücra köşelerine doğa yürüyüşleri düzenlemek çok popülerdi. Ekip lideri olarak İgor Dyatlov belirlendi. 9 da ekip üyesi olmak üzere toplam 10 kişiydiler.

Ekip şu kişilerden oluşuyordu. İgor Dyatlov (23), Yuri Yudin (22), Georgi Krivonischenko (24) Yuri Doroshenko (24), Zina Kolmogorova (22), Rüstem Slobodin (23), Nicolas Thibeaux-Brignollel (24), Ludmila Dubinina (21), Alexander Kolevatov (25) ve Alexander (Semyon) Zolotaryov (37).

10 kişiden 9’u öğrenciydi. Yaşından da anlaşılacağı üzere Alexander Zolotaryov öğrenci değildi, yakınlarda ki bir boru fabrikasında yöneticilik yapıyordu. Ekip lideri Dyatlov onu gruba almak istememiş, ancak bazı ekip üyelerinin baskısı sonucu almak zorunda kalmıştı.

Ekip hedefini de belirledi. Kuzey Urallarda ki 1234 metrelik Otorten Dağları ve 350 km. lik uzun bir kayaklı yürüyüş….

Özellikle ağır kış şartları nedeniyle yürüyüş oldukça zordu. O devirdeki en yüksek kategori olan III. Zorluk Derecesindeydi.  Bölgede Şubat ayında sıcaklık  – 40 C‘a kadar düşüyordu.  Gençler bu kadar zorlu bir mevsimi isteyerek seçmemişti. Okul tatilleri bu periyottaydı. Ancak gene de bir sorun yoktu. Çünkü tüm ekip üyeleri buna benzer yürüyüşleri defalarca yapmış, deneyimli dağcılardı.

Ekip 23 Ocakta Ekaterinburg‘dan  trenle yola çıktı. İlk hedef olan Ivdel‘e 25 Ocakta vardılar. Oradan da kamyon ile Vizhai‘ye geçtiler. Otorten Dağları‘ndan önceki son yerleşim yeri olan Vizhai‘den 27 Ocak günü ayrılarak  yürüyüşe başladılar. Ertesi gün Yuri Yudin hastalandı ve geri döndü. Ekip 9 kişi olarak yoluna devam etti.

EKİP ÜYELERİ:

 2. ARAMA FAALİYETLERİNİN BAŞLAMASI:

350 km.lik bu zorlu yürüyüşün, 16 gün sürmesi planlanmıştı. 12 Şubat günü Ivdel‘e geri dönecekler, buradan da okulun spor kulübüne döndüklerini telgrafla bildireceklerdi. 12 Şubatta okula bir telgraf ulaşmadı. Bu tip faaliyetler için olağan bir durumdu bu. Bir kaç gün beklendi, ancak haber çıkmayınca, bir şeylerin ters gittiği anlaşıldı. Hemen arama ekipleri oluşturuldu. Yürüyüş güzergahları 5 bölgeye bölündü ve 5 ayrı ekip 20 Şubat günü arama faaliyetlerine başladı.

3. EKİBİN BULUNMASI:

26  Şubat Günü, 1079 metrelik Ölüler Dağı‘nın yamacında, zirveden 300 metre aşağıda kamp yerleri bulundu. Ekipteki hiç kimseden bir iz yoktu. Neredeyse tamamen karlar altında kalmış olan çadır, içerden dışarı doğru her iki tarafından da yırtılmış, eşyalar çevreye saçılmıştı. Gençler tüm malzemelerini, sırt çantalarını, fotoğraf makinelerini, cüzdanlarını, günlüklerini, kıyafetlerini ve ayakkabılarını da arkalarında bırakak, gece karanlığında ve  – 17 C derecede soğukta, çırılçıplak kendilerini dışarı atmışlardı.  Üstelik bunu çadırı yırtarak çıkacak seviyede, büyük bir panik halinde yapmışlardı.

Onları bu kadar korkutan şey ne olabilirdi?

Bir diğer önemli soruda, 1.5 km. ileride, hava şartlarına karşı doğal bir koruma sağlayacak alçak bir ormanlık alan varken, kamp neden daha soğuk ve rüzgara açık yüksek bir yamaçta kurulmuştu?

Ïàëàòêà ÄÿòëîâöåâEkibin bulunan çadırı

İlk  göze çarpan çadırdan uzaklaşan bir ayak izi oldu. Tek kişiye aitti ve 500 metre kadar ilerde, karların arasında kayboluyordu. Başka hiç bir iz yoktu.

Ekibin günlükleri ve fotoğraf makineleri büyük önem arz ediyordu. Çünkü olayı aydınlatabilecek veriler bunların içinde olabilirdi. Bazı ekip üyelerinin tuttukları şahsi günlüklere ilave olarak, ortaklaşa tutulan bir de ekip günlüğü vardı. İgor Dyatlov’un şahsi günlüğü ve ortak ekip günlüğü bulunan eşyalar arasındaydı. Diğer günlükler bulunamadı. Ortak günlüğe göre 1 Şubata kadar herşey planlandığı gibi gitmişti. Ancak ondan sonrası boştu. Anlaşılan ne olduysa 1/2 Şubat gecesi olmuştu.

Ayrıca ekip üyelerinin 4’ünde (Igor Dyatlov, Georgi Krivonischenko, Rüstem Slobodin, Alexander Zolotaryov) fotoğraf makinesi vardı. Bunlardan İgor Dyatlov ve Alexander Zolotaryov‘un fotoğraf makineleri bulundu. Ancak Zolotaryov‘un makinesine ait fotoğraflar, su girip bozulduğu için tab edilemedi. Bu olaya ilişkin tüm fotoğraflar, Igor Dyatlov‘un makinesinden elde edilen fotoğraflardır.

Çadırın bulunması üzerine, arama-kurtarma ekibi  bir üs kurup, arama faaliyetlerini bu bölgede yoğunlaştırma kararı verdi. Ekibin yerleşeceği iyi bir yer arayan 2 arama kurtarma ekibi üyesi,  çadırdan 1.5 km. uzakta, tek ve büyük bir sedir ağacının altında 2 cesede rastladı. Cesetler, Yuri Doroshenko ve Georgi Krivonischenko‘ya aitti. İkisininde üstlerinde sadece pijamaları vardı ve ayakları çıplaktı. Yanı başlarında sönmüş bir ateş vardı ve sedir ağacının alt dalları 5-6 metreye kadar tamamen kırılmıştı. Ateş yakarak soğuktan korunmaya çalıştıkları çok açıktı. Ancak hemen yanlarında bol miktarda kuru ağaç dalları olmasına rağmen, yaş sedir ağacı dallarını yakmaya çalışmaları, görme yetilerini kaybetmiş olabileceklerini düşündürüyordu.

dyatlov_pass_the_flight (850 x 547)

Çadırdan kaçış yönü ve sedir ağacının bulunduğu mevkii

Ivdel‘den büyük bir askeri çadır getirtildi. Subaylardan, askerleri okul öğrencilerinden ve gençlerin üniversite spor kulübündeki arkadaşlarından oluşan arama kurtarma ekibinin tüm üyeleri bu çadıra yerleşti. Sayıları 40 dan fazlaydı.  Ayrıca bir de Sverdlovsk savcılığından, Lev İvanov adında özel yetkili bir savcı görevlendirilmişti. Daha sonra arama kurtarma gurubundaki öğrenciler, bu savcının sürekli kendilerini gözetlediğini ve bazı bölgelere gitmelerini yasakladığını anlatmıştır.

Ertesi gün de Dyatlov‘un cesedine ulaşıldı. Mavi kazaklı ve eldivensiz kolu karlardan dışarı çıkmıştı. Arama kurtarma ekibi Dyatlov‘u karların altından çıkartırken, yakın bir noktada köpekler karı eşelemeye başladı ve oradan da Zina Kolmogorava”nın cesedi çıktı.

ADskizAxMowİgor Dyatlov

8715534776_eaa899316a_z

Zina Kolmogorava

Bundan sonra aramalar,  uzun demir çubukları kara saplayarak  devam etti.  Günler boyunca devam eden aramalardan sonra Rüstem Slobodin‘in cesedi bulundu. Böylece bulunan ceset sayısı 5 oldu. Tüm bu cesetler, çadırın bulunduğu nokta ile, ilk 2 cesedin bulunduğu sedir ağacı hattı üzerinde aralıklarla dizilmişlerdi. Cesetler arası mesafe yaklaşık 150‘şer metre kadardı. Hiç birinde de bir darp izi görünmüyordu. Son 3 cesedin başları çadır istikametinde olup, tırmanarak çadıra geri dönmeye çalıştıkları anlaşılıyordu.

Dyatlov Geçidinin Sırrı - 1. Bölüm 195_0001 (750 x 563)İlk 5 cesedin bulunduğu yerler

dyatlov_pass_death_locations (900 x 254)

Bulunan cesetler önce Ivdel‘e oradan da otopsi için Sverdlovsk ‘a götürüldüler. Otopsi sonucunda hepsinin donma sonucu öldükleri kesinlik kazandı. Üzerlerinde herhangi bir darp izi yoktu. Ancak Rüstem Slobodin‘in kafatasında 10 cm.lik bir çatlak vardı, fakat ölüm nedeni bu değil, donmaydı. Sedir ağacı altında bulunan ilk iki cesette ise yanıklar vardı.  Yuri Doroshenko‘nun ayakları ve sağ şakağında ki saçları yanmıştı. Georgi Krivonischenko‘nun da kaval kemiği üzerinde 31×10 cm.lik bir yanık vardı. Bu yanıkların, hipotermi sonucu vücut fonksiyonlarının yavaşlaması esnasında yaktıkları ateşten kaynaklandığı düşünüldü. Ancak otopsilere katılan bir uzman daha sonra şu açıklamalarda bulunacaktı. ”KGB tüm morgu sarmıştı. Otopsi yapacaklar dışında hiç kimseyi morga yaklaştırmıyordı. Öylesine ki otopsi sontası temizliği bile bana yaptırdılar.”

Devlet yetkilileri, bu 5 gencin sessiz sedasız gömülmesi için epey çaba gösterdi. Ancak ailelerinin direnmesi sonucunda, 9 Mart günü büyük bir törenle toprağa verildiler.. 

Kalan 4 kişinin aramaları tüm Mart ve Nisan ayları boyunca devam etti. 4 Mayıs günü, ilk iki cesedin bulunduğu sedir ağacının 75 metre yakınında, karların erimesiyle birlikte, kırılmış ağaç dalları ortaya çıktı. Bu bölgenin kazılmasına karar verildi ve kısa bir süre sonra, nehir yatağında, dallardan yapılmış  bir zemin üzerinde kalan 4 cesede ulaşıldı. Bunlar Nicolas Thibeaux-Brignollel, Ludmila Dubinina, Alexander Kolevatov ve Alexander Zolotaryov ‘a aitti. Alexander Zolotaryov‘un fotoğraf makinesi boynundaydı. Cesetler, 4 metre karın altında,  nehir yatağına doğru 2,5 metrelik mini bir uçurumun dibindeydiler. Zolotaryov, Dubinina’nın kürklü montunu ve şapkasını giymişti. Dubinina’nın ayağında ise Krivonishenko’nun yün pantolonu vardı. Anlaşılan, sağ kalanlar ölenlerin kıyafetlerini giymişti.

Böylelikle 9 cesedin tamamı bulunmuş oldu.

Ancak bu 4 cesedin bulunuşu olayın seyrini bir anda değiştirdi. Çünkü ilk 5 cesette hiç  bir darp izi yokken ve ölümleri hipotermi sonucu gerçekleşmişken, bu son 4 cesedin 3’ünde çok ağır darp izleri vardı. Otopsi raporlarına göre durum şöyleydi.

Nicolas Thibeaux-Brignollel: Kafa derisinin bir kısmı yüzülmüş, kafanın sağ arka kısmında darp sonucu oluşmuş ve göz altına kadar işleyen 10×7 cm.lik küçük parçalı kırık mevcut. ÖLÜM NEDENİ ŞİDDET.

APlXjNicolas Thibeaux-Brignollel

Ludmila Dubinina: Dili kopmuş, sağ; 2’nci, 3’ncü,4’ncü ve 5’nci, Sol; 2’nci, 3’ncü,4’ncü, 5’nci, 6’ncı ve 7’nci kaburga kemiklerinde kırık. ÖLÜM NEDENİ ŞİDDET. (Ludmila’nın sadece dilinin değil, çenesinin de bir kısmının koptuğu öne sürülmüştür.)

Alexander Zolotaryov: Düşme, savrulma, çarpma ya da darp sonucu kaburgalarında çoklu kırılma. ÖLÜM NEDENİ ŞİDDET.

Alexander Kolevatov: Üzerinde bir darp izine rastlanamadı. ÖLÜM NEDENİ HİPOTERMİ.

Ancak ağır kırıkları bulunan 3 cesede de dışarıdan bir darp görülmüyordu. Sanki darbe ile değil, basınç ile yaralanmışlardı.

Bunun üzerine savcı Lev İvanov, son bulunan cesetlerin üzerindeki elbiseleri laboratuar testlerine gönderdi. 18-25 Mayıs tarihleri arasında yapılan incelemelerde, elbiselerin üzerinde aşırı dozda radyasyona rastlandı ve bunun ancak radyoaktif bir maddeyle temas sonucu oluşabileceği belirtildi. Üstelik labarotuar testlerinde 3 saatlik bir suyla yıkama sonucu radyasyonun % 60 azaldığı tesbit edilmişti. Bu cesetler yaklaşık 3 ay dere yatağında suyun içindelerdi. Yani ilk aldıkları radyasyon inanılmaz boyutlarda olmalıydı. Ayrıca giysiler üzerinde mor lekeler vardı. Bu olayı daha da karmaşık bir hale dönüştürdü.

Soruşturma dosyası, Mayıs sonunda kapatıldı ve arşive gönderildi.

Tüm buraya kadar anlatılanlar, otopsi raporları ve polis tutanaklarından alınmış resmi belge ve bilgilerdir. Bu olayla doğrudan bağlantısı olmayan, ancak olayın nedenleri hakkında hipotez üretenlerin dayandıkları başka bilgi ve iddialarda vardır. Bunları bilmeden, olaya ilişkin  üretilen senaryoları anlamak mümkün olmaz. İşte bu iddia ve bilgiler.

İDDİALAR VE DİĞER BİLGİLER:

1. Olayın geçtiği bölgede, nüfusu yaklaşık 7.000 olan ve kendi dillerini konuşan yerel bir halk yaşamaktadır. Mansiler… Bu izole topluluğa ilişkin bir efsane, senaryo üretenler için iyi bir malzeme teşkil etti. Gençlerin öldüğü dağın ismi  Mansi dilinde ”Kholay Syakhl”, yani ”Ölüler Dağı”dır ve efsaneye göre bu dağda 9 Mansi bilinmeyen bir nedenle ölmüştür. Onlara göre bu dağ, iki dünya arasındaki geçittir.

2. Gençlerin kamp kurdukları bölge Baykonur Uzay Üssü (Roket testleri burada yapılıyor) ile Rusya Nükleer Araştırma Merkezi Novaya Zemlya arasındadır.

3. Grubun 50 kilometre uzağındaki başka bit kayak ekibi, olay gecesi gökyüzünde garip turuncu küreler gördüklerini rapor etmişlerdir. Bu tip raporlar 1959 yılında Ocak ayından Mart ayına kadar pek çok farklı kaynaktan alınmıştır. Fakat bunların, teste tabi tutulan R-7 Semyorka roketleri olduğu anlaşılmıştır.

4. Olay gecesi grubun çektiği son fotoğrafta garip turuncu küreler olduğu iddia edilmektedir. (Polis kayıtlarına göre böyle bir fotoğraf yok. Büyük bir ihtimalle uydurma..)

the last pic takenİşte o fotoğraf

5. Olay mahallinde tuhaf bir metal parça bulunduğu ve bunun arama kurtarma ekibi tarafından fotoğraflandığı iddia ediliyor. (Resmi kayıtlarda yok)

4503156197a36a4f326ejpgBulunan Metal Parça

6. Fotoğraflarına bakarak, Rüstem Slobodin‘in dudaklarının ve yüzünün sol yarısının şiş olduğu, ayrıca  mide krampı geçirmiş ya da midesine darbe almış olabileceği iddia edilmiştir.

fa368b20fcc37d8b83d8697e0c7e1b23 (550 x 310)Rüstem Slobodin

7. Otopsi fotoğraflarında Georgi Krivonischenko‘nun burnunun yarısının kopmuş olduğu iddia edilmiştir. (Otopsi raporlarında yok, fotoğrafı da ben bulamadım.)

8. İddaya göre Yuri Doroşenko‘nın gruptan ayrı özel bir günlüğünün olduğu ve çadırda bulunduğu iddia ediliyor.  Günlükte felaketin tam nedeninin yazdığı söyleniyor.

9. Yuri Doroshenko daha önce, Ekaterinburg’a 150 km. mesafede bulunan ve nükleer silahlar için plütonyum üreten MAYAK isimli bir  askeri tesiste çalışmıştır.

BUNLAR OLAYLA İLGİLİ RESMİ BİLGİLER VE İDDİALAR. DTYALOV GEÇİDİ FACİASI İLE İLGİLİ PEK ÇOK AÇIK NOKTANIN OLMASI VE SSCB’NİN RESMİ BELGELERİ HER TÜRLÜ ARAŞTIRMAYA KAPATMASI, PEK ÇOK SENARYONUN ÜRETİLMESİNE NEDEN OLMUŞTUR. BİR SONRAKİ YAZIDA DA BU SENARYOLARA YER VERECEĞİZ.

DYATLOV FACİASI ALBÜMÜ:

Bu olayla ilgili, sitenin Doğa Filmleri bölümünde, Dağcılık ve Doğa Filmleri -10‘da iki bölümlük, Türkçe bir belgesel mevcut. Ölen gençlerin arkadaşlarının, arama kurtarma ekibinde görev yapanların, otopsiye katılanların ifadelerinin de yer aldığı bu belgesel, konu hakkında daha detaylı bilgiler elde edebileceğiniz iyi bir başvuru kaynağı..

https://dogayakacis.com/2013/12/03/dagcilik-ve-doga-filmleri-10/

Comments
5 Responses to “DYATLOV GEÇİDİ FACİASI (OLAYLAR – BELGELER)”
  1. bushcraftokulu dedi ki:

    İnfrasound yüzünden hayatlarını kaybettiklerine yemin edebilirim ama kanıtlayamam

    Beğen

Trackbacks
Check out what others are saying...


Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: